Derneğimizin başlattığı, kamuoyunda büyük destek gören Uyuşturucuya Karşı Anneler Hareketi (UKAH) kapsamında dün Ankara’nın Etimesgut ilçesinde anne ve ailelere yönelik kitlesel bir eğitim konferansı düzenledik. Etimesgut Belediyesi’nin ev sahipliğinde, Korkut Ata Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferansta “Çocuklarımızı Uyuşturucudan Nasıl Koruruz” konusu işlendi. Genel Başkanımız Prof. Dr. Tülin Oygür’ün konuşmasıyla başlayan konferansı Etimesgut Belediye Başkanı Sayın Enver Demirel de onurlandırdı ve bir konuşma yaptı. Ardından UKAH Proje Bilim Danışmanı, Madde Bağımlılığı ve Tedavisi Uzmanı Prof. Dr. Defne Tamar Gürol, çocukların uyuşturucudan uzak durmasında anne ve ailenin rolünü ve önemini anlattığı bir sunum gerçekleştirdi. Konferansa vatandaşlar yoğun ilgi gösterdi.
Genel Başkanımız Prof. Dr. Tülin Oygür, UKAH’ın önemini anlattığı konuşmasında şunları söyledi:
“Toplumumuzun refahını ilgilendiren bütün sorunlar, kadın sorunu, eğitim sorunu, ekonomik sorunlar, sosyal sorunlar, uyuşturucu sorunu, vd. esasta ülkemizin tam bağımsızlığı ve devrimlerimiz temelinde kesin ve başarılı çözümlere ulaşabilir. Batı emperyalizminin tahakkümü altında sorunlarımıza doğru çözümler getirme olanağımız yoktur. Milli birlik ve beraberlik içinde, her ferdimizin insanca yaşayacağı aydınlık ve refah dolu bir gelecek ancak emperyalist zalimleri alt edip tam bağımsızlığımıza ve gerçek demokrasiye ulaşmamızla mümkündür. Batının, mazlum milletlere ‘medeniyet, modernleşme, özgürlük, demokrasi’ diyerek pompaladığı mevcut sistem insanlığa ihanet içindedir.
“Avrupa’da uyuşturucu kullanma ve uyuşturucudan ölüm oranı bizim on katımız. Emperyalist devletlerin sözde özgürlükçü medeniyetinin kendi çocuklarını nasıl bitirdiğini anlayalım. Önce aileyi bitirdiler. Ve bunu ‘medeni ülkelerde böyle olur’ diye sundular. Biz ise geleneksel güçlü aile yapımızla buna direniyoruz. Çocuk ve gençleri kıskacına alan her tür bağımlılıkla mücadele, şu anda dünyanın konusudur. Uyuşturucu ve dijital bağımlılık en başta geliyor. İnsan yalnızlaşıyor, kimliksizleşiyor ve giderek değerlerinden kopuyor. Gençleri, özgürlük safsatasıyla yakalıyorlar. Çocukların aileyle bağları parçalanıyor. Bu yoldan emperyalizmin milli devletlerin zayıflatılması hedefine ilerleniyor. Nihai amaç budur. Devleti, temel yapı taşı olan aileden başlayarak un ufak etmek…
“Biz uyuşturucuyu önlemede ailenin ve özellikle annelerin büyük gücünü gündeme getiriyoruz. Bu bataklığı anne ve ailelerle kuruturuz, diyoruz. İçişleri Bakanlığı tarafından da desteklenen projemize Ekim 2021’de başladık. Çok yoğun çalışıyoruz ve devam edeceğiz, çünkü doğru bir iş yaptığımızı görüyoruz. Polisimiz, jandarmamız uyuşturucu arzını önlemede çok başarılı ama talebi de kesmek gerekiyor. Batının, uyuşturucuyu normalleştiren yozlaşmış kültürünün çocuklarımızı esir almasına izin veremeyiz. Burada görev, temelde anne ve ailelere düşüyor.”
Etimesgut Belediye Başkanı Enver Demirel konuşmasında şu vurguları yaptı.
“Batı emperyalizminin gerek bizim ülkemizde gerek gelişmekte olan diğer ülkelerde hedefi bellidir. Bu hedefi iyi idrak edip karşısında yıllarca mücadele ettik, etmeye devam ediyoruz. Türk aile yapısını bozmaya yönelik çalışmaların karşısında, aileyi güçlendirerek bu ülkenin bekasına sahip çıkabileceğimizi savunduk, savunmaya devam ediyoruz. Büyük Önder Atatürk’ün önümüze koyduğu hedeflerin bilincindeyiz. O hedeflere varmak için var gücümüzle çalışıyoruz.
“Etimesgut Atatürk’ün kurduğu bir şehirdir. Ahi Mesud Çiftliği 1928’de kamulaştırılmış ve örnek bir nahiye olarak kurulmuştur. Adı 1930’da Etimesut, 1939’da da Etimesgut olmuştur. Burada yapılan kazılarda Etiler dönemine ait buluntulara rastlanıldığı için bu ad verilmiştir. Bugün burası mesut insanların yaşadığı bir şehre dönüşmüştür. Bizim için insanımıza bakışımız, ülkemize sevdamız, milletimize bağlılığımız kutsaldır. Geleceğimiz olarak gördüğümüz çocuklarımız ve onları yetiştiren aile kurumuyla ilgili çalışmalarımız her alanda sürmektedir. Merkezi ve yerel yönetimler, kamu kurum ve kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, üniversitelerle işbirliği içindeyiz. Devlet, millet sevdalısı herkesle iş yapmaya ant içtik. Uyuşturucu çok zor, çok kötü bir bela. Çocuklarımızı bu illetin pençesinden kurtarmamız lazım. Önceden tedbir almanın önemi büyük. İnsanlara bunu anlatmamız lazım. Gençlerle buluşmamız lazım. Uyuşturucuyu kullanana değil ama satana en büyük cezayı vermek lazım. Onlar ki hedefleri gencimiz, neslimiz, istikbalimizdir, ailemiz ve evlatlarımızdır, en büyük teröristlerdir. En büyük cezalara çarptırılmalıdır.”
UKAH Proje Bilim Danışmanı Prof. Dr. Defne Tamar Gürol “Yozlaşma Kültürüne Karşı Çıkıyoruz” başlıklı sunumunda şu noktaların altını çizdi.
“Uyuşturucu madde kullanımı, gençlerimizle birlikte aileleri, çevreleri ve toplum için büyük bir tehlike oluşturur. Uyuşturucu kullanımı en önemli, ama aynı zamanda önlenebilir halk sağlığı sorunlarından biridir. Ergenlik dönemi madde kullanımının başlaması açısından en riskli dönemdir. Biyolojik, ruhsal ve sosyal gelişimin çok hızlı olduğu ergenlik döneminde madde kullanımının başlaması, ciddi gelişimsel kayıplara yol açar. Okul bitirilemez, meslek edinilemez, aile ve toplumla ciddi çatışmalar yaşanır.
“Geçen yüzyılın ortalarından beri Batı medeniyetinin yozlaşmış kültürel saldırısı altındayız. Son yıllarda bu saldırı aile dâhil, ancak onunla sınırlı olmayan birçok kurumu, toplumsal değerlerimizi, adetlerimizi hedefine koymuştur. Saldırı, gençliği kendine ve içinde bulunduğu topluma yabancılaştıran, kimliksizleştiren, uyuşturucu kullanmaya kırılgan hale getiren yoğun bir algı bombardımanı şeklindedir. Yozlaşmış bu kültürde uyuşturucu kullanımı ‘özgürlük, başkaldırı, modernlik’ gibi kavramlarla ve ‘eğlence’ ile özdeşleştirilmektedir.
“Oysa uyuşturucu kullanmak özgürlük değil en büyük esarettir. Modernlik değil, hiçliği, yozlaşmayı, yıkımı kabullenmektir. Terör örgütlerine destek, uyuşturucu baronlarına köleliktir. Uyuşturucu kullanmak bu yozlaşmış kültürde sebep değil sonuçtur. Bu kültürün araçlarından biridir.
“Bu kültürün karşısında yaşamın, umudun, fedakârlık, aidiyet, çalışma ve sevmenin yüceltildiği, her çeşit uyuşturucu maddenin zararlı etkisinin bilincinde bir gençlik oluşturmak ve güçlendirmek hepimizin üstüne düşen görevlerdir. Çocuğu ile destekleyici ilişki kuran, iletişime açık, çocuğunun sorunlarına, ondaki değişikliklere duyarlı, yaşına uygun denetimi makul ve tutarlı bir şekilde uygulayan, onu dinleyen, anlamaya çalışan, kuvvetli bağlara sahip bir aile uyuşturucu kültürüne karşı en kuvvetli panzehirdir. Hedefimiz, çocuğunun yaşamına girebilecek uyuşturuculara karşı ailenin koruyucu işlevini güçlendirmektir.
“Aslına bakarsanız gençlerimizin çoğunluğu madde kullanmıyor, madde karşıtı duruşunu koruyor, ailenin koruyucu işlevine açık olmayı sürdürüyor. Yaşamın olumlu ve olumsuz yönleri ile başa çıkabilen, kendine çeşitli doyum yolları bulan, bazen kendini güçsüz hisseden; ancak sanatla, sporla, bilimle hayatını zenginleştiren, umut ve inançla mücadele eden gençlerimizin kat kat fazla olduğunu biliyoruz. Hiçlik, umutsuzluk, sahte mutluluk ve yıkım vadeden uyuşturucu kültürünün karşısında gençlerimizin, siz anne babalarının desteği ile çelik gibi kararlı ve azimli duracağına inanıyoruz.”
Konferans, liselerden öğrencilerin söz alarak, kendi tecrübelerini aktardığı konuşmalarla tamamlandı.